25 Temmuz 2007 Çarşamba

Propagandalar üzerinden bir seçim analizi:AKP-CHP

Heyecanla beklediğimiz seçim gerçekleşti ve halkın %47.6’lık bir bölümün akp’yi iktidar görevine layık gördü.AKP,Demokrat Partiden bu yana iktidardayken oy oranını artıran ilk parti olarak türk siyasi tarihine imzalarını attı.

Diğer partilerin dışında akp ve chp’nin seçimlerde farkı elbette iktidar ve ana muhalefet partileri olarak icraatlarını ortaya koymaları idi.Bu iki partininde propagandalarında önceliği icraatlarına vermeleri zaten varolan farkedilebilirliklerini artıracak seçmenle daha yakın ilişki içine girmelerini sağlayacaktı.iki partininde Propaganda sürecinde,akp-chp reklamlarını incelediğimiz zaman iki parti arasındaki başarı farkının aslında nereden doğduğunuda bir yerde kestirebiliriz.Billboardlarda akp’nin icraatlarıyla ilgili aklımda kalan “paramız artık daha değerli”,”artık her istediğim hastaneye gidebiliyorum”,”artık bir konut sahibiyim” gibi geçmişte yaptıklarının geleceke yönelik yapacaklarına teminat oluşturduğunu hatırlatması,chp’nin ise –birazda cumhuriyet mitinglerinin şımarıklığıyla ve güveniyle- akp’ye karşı kısır bir sözlü atışma ile propaganda yapma çabası ve icraatlarını ülkeye hatırlatmak konusunda yaşadığı zorluklar nedeniyle akp’nin seçmene verdiği teminatı verememesinden dolayı beklentilerin altında kalarak propaganda konusunda sınıfta kaldığını söylemek yanlış olmaz.

Akp ve Chp nin seçime yaklaştıkları günlerdeki pozisyonlarını incelemekte elbetteki propaganda süreciyle direkt bağlantılı.son aylar ülkemize tahmin edildiği gibi hareketli bir dönem yaşattı.2007’nin ülkemiz için kritik bir yıl olacağı cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri,rejim ve laiklik tehditi konusundaki hassasiyet,yükselen terör tehditi,ırak’ta yaşanan gelişmeler,ülkede yükselen milliyetçilik ve batı karşıtlığı konularını hesaba kattığımız zaman gün gibi ortaya çıkıyordu.Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde partilerin uzlaşmaya yanaşmaması,ve üstüne üstlük birbirlerine karşı düşmanca tavırlar içinde bulunmaları halk içinde derin bir ayrılığın başlamasına neden oldu.Köşk’e türbanlı bir “first lady” girmesi ihtimali halihazırda laik kesimin kafasında olan şüpheleri tepkiye dönüştürmeye yetti.Zaman zaman haberlerde yer bulan ve akp’nin laikliğe ters düştüğünü hissettiği uygulamalarından zaten rahatsız olan laikliğini savunmaya hazır kitleleri -ki başbakan onlara “bindirilmiş kıtalar” der- sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla müthiş bir akp karşıtı propagandaya yönlendiren gelişmelerin en vurucusuda bu olmuştur.Cumhuriyet Mitinglerinin heyecanı içinde kendilerini laikliğin savunucusu olarak deklare eden partilerden chp ise ellerini ovuşturuyor,hırslı lideri iktidar hesaplarına girişiyordu.Sayısı hızla artan şehit cenazeleri ile evlatlarını kaybeden insanların hassasiyetinin milliyetçilik fikrine ısınacaklarını hesaplayan chp,kendisinin bu yöndeki potansiyelini artırma politikaları oluşturdu.Kuzey Irak’a yapılması istenen operasyon isteklerine hükümetin karşılık vermemesi üzerine ordu-hükümet arasındaki örtülü zıtlaşmada taraf olan chp,ordu aracılığıyla sempati kazanmaya da çalıştı.Buna karşılık akp daha fazla tepki çekmemek için sessiz kalmayı yeğledi,imaj çalışmalarını zamana yaydı.Belki seçim tarihi o günlerde olsaydı veya içinde bulunulan bu siyasi durum devam etmiş olsaydı bugün oy tablosu chp için yıkıcı,akp için sevindirici olamazdı.CHP o günlerden 22 temmuza kadar geçen sürede ise chp başarılı propagandasını sürdüremedi.o mitinglerde kullanılan sloganların geçerliliğini sonuna kadar kabul etmiş bir ruh haliyle fikir üretmekten çok Akplilere sataşma üzerinden reklam kampanyasını devam ettirdi.Adeta Cem Karaca’nın yarım porsiyon aydınlık şarkısındaki gibi “hiçbirşey üretemeden sadece eleştirirsiniz” dizelerini akıllara getiren çalışmalara imza attı..Buna karşılık Akp sessizliğini seçim koşusunun son düzlüğünde gerek eski icraatlarıyla övünmesi ile,gerek ileriye yönelik hedeflerden bahsetmesi gibi çalışmalarla bozdu.Bunun yanında doğu bölgesi dahil olmak üzere ülkenin her tarafına ulaşmaya çalıştı.Bunun için yazın,oy için kömür dağıtmak gibi saçma görünen fakat işe yaradığı aşikar girişimlerdede bulunduğunuda unutmamak lazım.ama elbette çok çalışan çok yol alır mantığıyla aldıkları oy oranını kutlamaktan başka çaremiz yok.

Seçim bitti ve artık takkenin düştüğü,kelin göründüğü zamandayız.siyasetçi olmak,kişilerin toplum yararına hizmet etmesi demek iken,siyasetçi olmak bizim ülkemizde bir yaşam biçimidir.bunu yıllarca başımızdan gitmeyen siyasetçilerden hepimiz biliyoruz.Ama artık bu seçimlede görüldü ki artık-doğru veya yanlış-bir şey üretemeyen,ürettiğini ortaya koyamayanlar değersizdir ve siyasi oluşumlarına zarar vermektedirler.Deniz Baykal’ında bu andan sonra partisi için atması gereken en önemli adım artık birşeyler üretmeye başlamak,üretilen idelerin paylaşımı sağlayacak sistemler kurmaya çalışmaktır.Bunları yapamıyor ise yerini başka birine devretmekten korkmaması gerekir.

1 yorum:

MaddeliBalo dedi ki...

Çok başarılı bi yorum.GErçekten bütün düşündüklerimi harfi harfine yazmışsın.Şaşırdım doğusu benim gibi düşünen birinin yazısını okurken.
Ama dediğin bir gerçek ve hep bunu da söylerim ki Chp sadece eleştirmekle yetindi ve sadece rejim koruyucusu parti imajı ile seçime girdi. O Kömürleri eleştirmek yerine kendileri de seçmenleri ile iletişimlerini sıcak tutsaydı ve hatta yardımlarda bulunsaydı daha iyisini hakedicekti.
BU sonuç demokrasinin getirdiği bir sonuçtur.yine küsüp eleştirmek yerine daha sağlam bir tavır takınıp dahaa aktif işler yapmak gerekir.BU herkesin görevidir.