27 Ağustos 2007 Pazartesi



                karaefrin'e.



tenha bilinmeyen.
belki,
en tenha bilinmeyen.
korktum nasıl söylenir bilememekten.

- verilmeyen şiiri düşün
sabahlara dek yazdığım -

bugüne dek böyleydi her şey.
bugün söz verdim zakkuma,
söyleyeceğim:

ıslatan günbatısı:
kaybolan silüet,
omzunda izlediğim günbatımı.

keskin yağ kokulu eski kandil,
yüzyıllar öncesinin karanlığına yakılan.

sarı yapraklarıyla şehir:
soluksuzca yürüdüğümüz,
dakikalar boyu,
bir ucundan öte ucuna.

     zakkumu görüp sordu biri:
     - neyin nesi şu kırmızı ışık,
     siyaha bulanmış geceye düşen?

değirminin ortasındaki çiçek:
içim kanayarak
kopardım uçlarını
mevsimi geldiğinde.

kırılan yaprağın acı kokusu,
defterde bıraktığı yeşil leke.

büyük meydanın,
ölçüp biçip bulduğumuz tam merkezinde.
bir şey oldu orada,
ikimizden de büyük bir şey,
tüm eksikleri tamamlayan bir büyü:
kimse dokunmamalı kutsallığına.

kandilin ucundaki ateşin kıyısında
ateşten de sıcak bir zakkum,
açıyor korkmadan.
çiçeklerini tüm çocuklar görüyorlar.

26 Temmuz 2007 Perşembe

Merhaba ve Seon'a mektup...

Teşekkürler Seon...
İçinde bulunduğum korkunç sesizliğe ve hareketsizliğe rağmen, dokunmaya ve ulaşmaya çabaladığın için...
Kardeşim...
Yıllar evvel, zamanın herhangi bir yerinde, çizgilerimizi birleştirdiğimiz an, kardeşliğimizin bu yazıya kadar uzanacağını tahmin edebilirmiydik?
"Geriye dönüp baktığında sadece dostların vardır" bu sözü hatırladın değilmi ?
7 yıl süren o uzun romanın ardından yaşadığım ilk saatlerde birlikte başlattığımız günü ve Cüneyt Ağabey'in hala kulaklarımda çınlayan sözlerini ?
Şimdi bir yol ayrımında bulunuyordu...
Saygılar...




25 Temmuz 2007 Çarşamba

Daha önce denenmemiş bir yol seçmek. bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.

Propagandalar üzerinden bir seçim analizi:AKP-CHP

Heyecanla beklediğimiz seçim gerçekleşti ve halkın %47.6’lık bir bölümün akp’yi iktidar görevine layık gördü.AKP,Demokrat Partiden bu yana iktidardayken oy oranını artıran ilk parti olarak türk siyasi tarihine imzalarını attı.

Diğer partilerin dışında akp ve chp’nin seçimlerde farkı elbette iktidar ve ana muhalefet partileri olarak icraatlarını ortaya koymaları idi.Bu iki partininde propagandalarında önceliği icraatlarına vermeleri zaten varolan farkedilebilirliklerini artıracak seçmenle daha yakın ilişki içine girmelerini sağlayacaktı.iki partininde Propaganda sürecinde,akp-chp reklamlarını incelediğimiz zaman iki parti arasındaki başarı farkının aslında nereden doğduğunuda bir yerde kestirebiliriz.Billboardlarda akp’nin icraatlarıyla ilgili aklımda kalan “paramız artık daha değerli”,”artık her istediğim hastaneye gidebiliyorum”,”artık bir konut sahibiyim” gibi geçmişte yaptıklarının geleceke yönelik yapacaklarına teminat oluşturduğunu hatırlatması,chp’nin ise –birazda cumhuriyet mitinglerinin şımarıklığıyla ve güveniyle- akp’ye karşı kısır bir sözlü atışma ile propaganda yapma çabası ve icraatlarını ülkeye hatırlatmak konusunda yaşadığı zorluklar nedeniyle akp’nin seçmene verdiği teminatı verememesinden dolayı beklentilerin altında kalarak propaganda konusunda sınıfta kaldığını söylemek yanlış olmaz.

Akp ve Chp nin seçime yaklaştıkları günlerdeki pozisyonlarını incelemekte elbetteki propaganda süreciyle direkt bağlantılı.son aylar ülkemize tahmin edildiği gibi hareketli bir dönem yaşattı.2007’nin ülkemiz için kritik bir yıl olacağı cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri,rejim ve laiklik tehditi konusundaki hassasiyet,yükselen terör tehditi,ırak’ta yaşanan gelişmeler,ülkede yükselen milliyetçilik ve batı karşıtlığı konularını hesaba kattığımız zaman gün gibi ortaya çıkıyordu.Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde partilerin uzlaşmaya yanaşmaması,ve üstüne üstlük birbirlerine karşı düşmanca tavırlar içinde bulunmaları halk içinde derin bir ayrılığın başlamasına neden oldu.Köşk’e türbanlı bir “first lady” girmesi ihtimali halihazırda laik kesimin kafasında olan şüpheleri tepkiye dönüştürmeye yetti.Zaman zaman haberlerde yer bulan ve akp’nin laikliğe ters düştüğünü hissettiği uygulamalarından zaten rahatsız olan laikliğini savunmaya hazır kitleleri -ki başbakan onlara “bindirilmiş kıtalar” der- sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla müthiş bir akp karşıtı propagandaya yönlendiren gelişmelerin en vurucusuda bu olmuştur.Cumhuriyet Mitinglerinin heyecanı içinde kendilerini laikliğin savunucusu olarak deklare eden partilerden chp ise ellerini ovuşturuyor,hırslı lideri iktidar hesaplarına girişiyordu.Sayısı hızla artan şehit cenazeleri ile evlatlarını kaybeden insanların hassasiyetinin milliyetçilik fikrine ısınacaklarını hesaplayan chp,kendisinin bu yöndeki potansiyelini artırma politikaları oluşturdu.Kuzey Irak’a yapılması istenen operasyon isteklerine hükümetin karşılık vermemesi üzerine ordu-hükümet arasındaki örtülü zıtlaşmada taraf olan chp,ordu aracılığıyla sempati kazanmaya da çalıştı.Buna karşılık akp daha fazla tepki çekmemek için sessiz kalmayı yeğledi,imaj çalışmalarını zamana yaydı.Belki seçim tarihi o günlerde olsaydı veya içinde bulunulan bu siyasi durum devam etmiş olsaydı bugün oy tablosu chp için yıkıcı,akp için sevindirici olamazdı.CHP o günlerden 22 temmuza kadar geçen sürede ise chp başarılı propagandasını sürdüremedi.o mitinglerde kullanılan sloganların geçerliliğini sonuna kadar kabul etmiş bir ruh haliyle fikir üretmekten çok Akplilere sataşma üzerinden reklam kampanyasını devam ettirdi.Adeta Cem Karaca’nın yarım porsiyon aydınlık şarkısındaki gibi “hiçbirşey üretemeden sadece eleştirirsiniz” dizelerini akıllara getiren çalışmalara imza attı..Buna karşılık Akp sessizliğini seçim koşusunun son düzlüğünde gerek eski icraatlarıyla övünmesi ile,gerek ileriye yönelik hedeflerden bahsetmesi gibi çalışmalarla bozdu.Bunun yanında doğu bölgesi dahil olmak üzere ülkenin her tarafına ulaşmaya çalıştı.Bunun için yazın,oy için kömür dağıtmak gibi saçma görünen fakat işe yaradığı aşikar girişimlerdede bulunduğunuda unutmamak lazım.ama elbette çok çalışan çok yol alır mantığıyla aldıkları oy oranını kutlamaktan başka çaremiz yok.

Seçim bitti ve artık takkenin düştüğü,kelin göründüğü zamandayız.siyasetçi olmak,kişilerin toplum yararına hizmet etmesi demek iken,siyasetçi olmak bizim ülkemizde bir yaşam biçimidir.bunu yıllarca başımızdan gitmeyen siyasetçilerden hepimiz biliyoruz.Ama artık bu seçimlede görüldü ki artık-doğru veya yanlış-bir şey üretemeyen,ürettiğini ortaya koyamayanlar değersizdir ve siyasi oluşumlarına zarar vermektedirler.Deniz Baykal’ında bu andan sonra partisi için atması gereken en önemli adım artık birşeyler üretmeye başlamak,üretilen idelerin paylaşımı sağlayacak sistemler kurmaya çalışmaktır.Bunları yapamıyor ise yerini başka birine devretmekten korkmaması gerekir.

23 Temmuz 2007 Pazartesi

millet bir seçim yaptı

Sayın iktidar mensupları;


23 Temmuz sabahı için hazırlıklara başlamışsınızdır diye düşünüyoruz.Fazla acele etmeyiniz daha birkaç gününüz var rahat rahat hazırlığınızı yapınız. 4,5 yıllık süreçte millet için hiçbir karşılık beklemeden çok çalıştınız; yolsuzluğun kökünü kazıdınız;özverili dış politikalarınız ile başımızı hep dik tuttunuz;teröre karşı da yılmaksızın savaş verdiniz.Bunların sonucunda da çok yoruldunuz.E biz de eşek değiliz herhalde halden anlarız.Hizmetlerinizden ötürü size şükranlarımızı sunmak amacı ile uzun süreli bir tatili size layık gördük.Biz herseyi hazırladık siz hiç yorulmayacaksınız biletlerinizi bile her biriniz adına 23 Temmuz 2007 için ve sadece GİDİŞ olarak ayırttık.Aslında Türk Hava Yollarından ayırtacaktık ama bi an aklımıza sizin Türklükten utandıgınız ve THY ye de burun kıvırabileceginiz geldi biz de biletleri Saudi Arabian Airways’den aldık. Artık beraber uçarsınız siz semalarda. Bir örneği de aşağıda sunduk:







Malum tüm dünya ile iyi ilişkileriniz olduğu için nereye gideceğinizi kestiremedik. Siz doldurursunuz artık.Yalnız “Yooook ben ATA uçağından başkasına ayağımı atmam” derseniz üzgünüz çooook beklersiniz bu biletleri de kaybeder malum gemiciğinize doluşur İzmir Marşı eşliginde gidersiniz.




Bu yazıyı secımlerden bır hafta once yazmıs ve bırkac yerde yayınlamıstım.Guzel de tepkiler alınca keyfım ıyıce yerne gelmıstı.”Bu is tamam” demıstım.Gercekten de milletin bu sekılde bır cevap verecegine inanıyordum.Cumhuriyet mitinglerine gitmis ordaki havayı solumustum.İnsanların gozlerınde Atatürk'e olan sevgıyı ;cumhuriyete olan baglılıgı gormustum ya da gordum sanmıstım.Beni bu dusunceye sevkeden yegane etken buydu.Ancak 22 temmuzda gordum ki Mustafa Kemal'in bir kasım sabahı 9.05 te, hayatını adadıgı cumhuriyeti miras bıraktıgı aziz Turk miileti eşek olmadıgını haykırırcasına %47lik bir oyla akp’yi %5 lik bir oyla da Bölücü zıhnıyetı odullendırmıstı.Kendimi hemen dısarı attım insanların arasında benım gıbı olanlar vardır dıye dusunup kendımı avutuyordum.Tam o yuzlerdeki hassiktir ifadesini aradıgım sırada yanımdan korna calarak ;ellerınde turuncu bayraklarla "cumhuraskanı Gul" sloganlarıyla gecen konvoyu gorunce artık damalı bayragın gorundugu belli oldu.Resim gayet netti ;son kale de elden gtmişti: IZMIR

Saat de manidar biçimde 9.05ti.



Milletim kararını verdi;demokrasi kazandı Bu durumda da bana o bahsettıgım biletleri kendime monte etmek dusecek.Cok üzgünüm sebebi biletleri kendımle ıcsellestırecek olmam degıl gerekırse milletim;ulkem icin her seyı feda ederım de milletim 3-5 kansız ugruna ulkesını;önderini feda etti ona yanıyorum; O’nun yuzune bir daha nasıl bakarız bunu dusunup kahroluyorum

yedigün ormanı

Çevrene bak! Durma, bi'şey yap!
Yedigün'ün Tema iş birliğiyle başlattığı kampanya। Üye profili oluşturup bir slogan belirliyor ve sanal ormana bir ağaç dikiyorsunuz. Sitede dikilen her 5 ağaç için Antalya Hatıra Ormanı'na 1 ağaç dikiliyor. Dikmek istediğin ağacı kendin seçiyorsun, ağacı diktikten sonra gelişimini izlemek için siteye girebilirsin. Üyeler arasında mesajlaşma sistemi de mevcut. Bi de sürekli ağaçlara oy veriliyor, 'oy attım sen de at' diye mesajlar geliyor, ama onların nedenini anlamadım açıkçası. Neden oy veriyoruz, oy verince daha mı çabuk büyüyor, hiç bir bilgi verilmemiş॥ İnsanlar oyalansın, birbirlerine mesaj atıp tanışıp kaynaşmak için sebepleri olsun diye eklenmiş bi sistem olabilir kanımca.



Oturduğunuz yerden bi'şey yapabilmek için güzel bi fırsat...
www.yedigunormani.com